Vitilligo (Beyaz Leke)

Vitilligo (Beyaz Leke)

Vitiligo, nedeni bilinmeyen deride pigment kaybından kaynaklanan beyaz lekelerin görüldüğü bir deri hastalığıdır. En sık yüz, el, kol, bacak ve genital bölge olmak üzere vücudun her kısmı etkilenebilir. Halk arasında ‘ala yada alaca hastalığı’ olarak da bilinir. Kadın, erkek ve tüm ırkları eşit oranda etkiler.

Genetik geçişle beraber immünolojik ve çevresel faktörler nedeniyle oluşan vitiligo otoimmun bir hastalıktır. Yani kişi kendi vücudundaki melanositlere karşı otoantikor oluşturur ve onlarla savaşmaya başlar. Bu nedenle vitiligo ile beraber başka otoimmun hastalıklar da görülebilir.

Vitiligo bulaşıcı bir hastalık değildir. Vitiligo tedavi edilebilir bir hastalıktır ancak tedavi sonuçları kişisel farklılıklar gösterebilir. Hastalık seyri ve şiddeti de kişiye göre değişebilir. Tedavi ile beraber tam iyileşme olabileceği gibi kısmi iyileşme de olabilir.

Vitiligo kişinin estetik ve psikolojik açıdan olumsuz etkilenmesine yol açabilmesi açısından yeterli özenin gösterilmesi gereken bir hastalıktır. Güneşten koruma yaz kış yapılmalıdır. Tedavi ise Dermatolog kontrolünde olmalıdır.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Egzama

Egzama

Egzama nedir?  

Deride kaşıntı, kızarıklık, kabarma ve kuruluk ile seyreden bir grup dermatolojik hastalığa verilen isimdir.
Egzama erken dönemde deride sulantılı, küçük su kabarcıkları, kaşıntı ve kızarıklıklık şeklinde ortaya çıkabilir. Geç dönemde ise deride çatlama, kabuklanma ve kabalaşma görülür.. Egzamanın her döneminde kaşıntı eşlik edebilir.

En sık görülen egzama çeşitleri nelerdir?

1.Kontakt Egzama (kontakt dermatit): İrritan kontakt dermatite sabun, deterjan, dezenfektan, boya gibi kimyasal maddeler neden olur. Alerjik kontakt dermatit ise nikel, latex, makyaj ürünleri ve parfümler nedeniyle oluşur. Kontakt dermatit tedavisinde en önemli basamak irritasyon ve alerji yapan maddelerden uzak kalmaktır ve derinin nemlendirilmesidir. Hastalığın şiddetine ve yaygınlığına göre dermatolog tarafından krem yada sistemik tedavi verilir. Egzama tanısı klinik ile konulur. Ancak alerjik kontakt egzamada hastalığa neden olan alerjenlerin belirlenmesi için Patch Testi (Deri Yama Testi) kullanılır.

2.Seboreik Dermatit:  Yağlı egzama olarak bilinir. Saçlı deri, burun kenarları, kulak arkası, kaşlarda ve gövde ön yüzde yerleşim gösterebilir. Kızarıklık, kabuklanma, kaşıntı ve pullanma şeklinde görülür. Seboreik dermatit, kronik bir hastalık olduğundan tamamen düzelme beklenmez ve ataklar şeklinde karşımıza çıkabilir. En belirgin tetikleyici faktör ise strestir. Genetik yatkınlık görülür ve bazı ilaçlar yağlı egzamayı tetikleyebilir.

3.Atopik Dermatit:  Atopik dermatit; genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan, sıklıkla çocukluk çağında başlayan, vücudun belirli bölgelerinde ciltte kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık ile seyreden kronik bir deri hastalığıdır. Atopik dermatit hastalarında astım ve saman nezlesi gibi alerjik kökenli hastalıkların görülme ihtimali yüksektir. Bebeklik döneminde saçlı deri, yanaklar, kol ve bacaklarda cilt bulguları görülürken;  yaşın ilerlemesiyle birlikte lezyonlar dirsekler, dizler, ense ve göz çevresinde görülür. Atopik dermatitin kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Tedavide asıl hedefimiz, klinik belirtileri kontrol altına almak ve hastanın hayat kalitesini arttırmaktır. 

4.Numuler Egzama: Genellikle eller, kollar ve bacaklarda yaygınlık gösterir. Kaşıntılı dairesel lezyonlara sebep olur ve genellikle erişkinlik döneminde görünen kronik seyirli bir egzama türüdür.

5.Asteatotik Egzama: Sık banyo ve yaşlılık nedeniyle cildin kuruması, ciltteki yağ tabakaının azalması gibi nedenlerle ortaya çıkar.

6.Stres Egzaması: Strese bağlı olarak ortaya çıkan ve stres kontrol altına alınmadıkça devam eden bir egzama türüdür.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Sedef Hastalığı (Psöriyazis)

Sedef Hastalığı (Psöriyazis)

Sedef Hastalığı, toplumda sık görülen kırmızı-pembe renkli kabuklu yaralarla ve beyaz pullanma gibi döküntü ile seyreden kronik bir hastalıktır. Nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik zemin üzerinde çevresel faktörler (enfeksiyon, ilaçlar, sigara, travma, alkol gibi) ve immünolojik faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar. Stres en büyük tetikleyici faktördür, hastalığın oluşumunda ve aktifleşmesinde önemli bir etkendir.

En sık diz, dirsek ve saçlı deriyi tutar ancak vücudun her bölgesi tutulabilir. Ayrıca tırnak tutulumuna ve eklem tutulumu da yapıp eklem ağrılarına yol açabilir.

Sedef hastalığı bulaşıcı değildir.

Kronik ve ataklarla seyreden bu hastalığın tedavisi tedavisi dermatologlar tarafından yapılmalıdır. Tedavi hastalığın yaygınlığına göre belirlenir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Ürtiker

Ürtiker (Kurdeşen)

Ürtiker halk arasında kurdeşen olarak bilinen;  deride kızarıklık, kabarıklık ve kaşıntı ataklarıyla karakterize sık görülen bir hastalıktır. Bazı hastalarda ciltteki kabartılara ek olarak göz kapakları ve dudaklarda da şişlikler görülebilir. Ürtiker lezyonları genellikle 24 saat içinde geçer. Ürtiker bulaşıcı değildir.

Ürtiker 6 haftadan kısa süreli ise ‘akut ürtiker’; 6 haftadan uzun sürüyorsa ‘kronik ürtiker’ olarak adlandırılır.

1.Akut ürtiker: 6 haftadan kısa süren ürtiker grubudur.

2.Kronik ürtiker: Kronik ürtiker ise 6 haftadan uzun süren ürtiker grubudur.‘Kronik indüklenebilir ürtiker(fiziksel ürtiker)’ ve ‘Kronik spontan ürtiker’ şeklinde sınıflandırılabilir.

Kronik indüklenebilir ürtiker(fiziksel ürtiker)


 ‘Kronik spontan ürtiker’ nedeni bilinmeyen ürtiker ataklarını tanımlamak için kullanılır.

Ürtikeri tetikleyen faktörler; ilaçlar, enfeksiyonlar, gıdalar, gıda katkı maddeleri, alkol, bazı hastalıklar, fiziksel durumlar (sıcak, soğuk, basınç gibi) ve stres.

Ürtiker tedavisi: En temel tedavi basamağı tetikleyen faktörlerden uzak durmaktır. Tedavide antihistaminikler öncelikle kullanılır. Bunun dışında sistemik steroidler, omalizumab, siklosporin ve metotreksate gibi ajanlar da kullanılabilir. Tedaviye dermatologunuz karar verecektir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Herpes Enfeksiyonu

Herpes Enfeksiyonu

Uçuk; Herpes simpleks (HSV) denilen bir virüsün bulaşması sonucu gelişen ve hayat boyu tekrar edebilen viral bir enfeksiyondur. Virüs ilk kez vücuda girdikten sonra sessiz olarak kalır ve herhangi bir kolaylaştırıcı faktör sonrasında yeniden enfeksiyona neden olabilir.

HSV tip 1 genellikle dudakta, tip 2 ise genital bölgede hastalık oluşturur ancak iki tipi de her bölgede deri döküntüsü yapabilir.

Uçuk genellikle ağız çevresinde içi su dolu kabarcıklar halinde görülür. Bu evre en bulaşıcı olduğu evredir. Beraberinde kaşıntı, ağrı da görülebilir. Bu su dolu veziküller daha sonrasında kabuklanıp iyileşir.

Bulaşma nasıl olur ve nasıl önlenir? 

Virüs genellikle temasla, öpüşme, cinsel yolla, eller vasıtasıyla beslenme yoluyla yada ortak eşya kullanımı ile bulaşır. 

Henüz hastalığı ve bulaştırıcılığı önleyecek bir aşı yoktur. Bulaşmayı önlemede en önemli yöntem korunmadır. Hastalıklı bölge ile temastan kaçınılmalı, öpme ve ortak malzemelerin kullanımı önlenmelidir.

Uçuk oluşumunu kolaylaştıran faktörler nelerdir? 

• Stres, heyecan

• Yorgunluk, uykusuzluk gibi vücut direncini düşüren durumlar

 • Soğuk algınlığı, grip gibi ateşli hastalıklar 

• AIDS, kanser, organ nakli gibi bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar 

• Aşırı güneşe maruz kalma, ultraviyole ışınları

• Cinsel partner sayısının fazla olması ve korunmasız cinsel ilişki

Uçuk nasıl tedavi edilir?

Uçuk sıklıkla kendi kendini sınırlar bu nedenle tedavisiz bırakılabilir yada sadece antibiyotikli kremler kullanılabilir. İlk atak bazen şiddetli olabilir bu nedenle sistemik tedavi başlanabilir. Özellikle çocuklarda ilk atak gürültülü olabilir. Bu durumda antiviral ilaçlar, kremler ve bazen anti-inflamatuvar ilaç kullanılabilir.  Uçuğun ilk çıkacağı süreçte karıncalanma, yanma olabilir bu dönemde antiviral kremlerin yeri vardır. Sık sık tekrarlayan uçuklarda ise baskılama tedavisi önerilir. Baskılama tedavisi ile beraber uçuk çıkış sıklığında ve şiddetinde azalma olur.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Kırışıklık Mezoterapisi

Kırışıklık Mezoterapisi

Kırışıklıklar nasıl oluşur? Kırışıklık tedavisinde neler yapılabilir?

Yaşlanmak veya yaş almak doğal bir süreçtir. Genetik faktörler, çevresel faktörler, deri yapısı, güneş maruziyeti, sigara kullanımı ve stresle beraber cildimizde yaşlanma belirtileri görülmeye başlar. Kollajen ve elastin desteğinin azalması ve yer çekimi etkisiyle de cildimizde incelme, kırışıklık ve sarkmalar görülür. Yaşlanmayı durdurmak imkansız ancak zamanın etkilerini yavaşlatmak ve en aza indirmek mümkün.

Kırışıklıklar yaşlanmanın en belirgin göstergesidir diyebiliriz. Kırışıklık tedavisi için botulinum toksin(botoks), hyaluronik asit dolgular, polikaprolakton veya kalsiyum hidroksiapatit içeren kollajen uyarıcılar, mezoterapiler, PRP, somon DNA gibi gençlik aşıları, lifting aşıları, peeling uygulanabilir. Aynı zamanda BB lazer, Altıniğne ve HİFU gibi yüz gençleştirmede kullandığımız cihaz teknolojileri de kırışıklık tedavisinde kullanılabilir.

Kırışıklık Mezoterapisi:

Kırışıklık tedavisinde birçok farklı tedavi protokolü ve kombinasyonlar olabilir. Kırışıklık mezoterapisi çok sık yaptığımız etkili bir uygulamadır. Burada amaç derinin orta tabakasındaki kolajen ve elastin üreten hücreleri uyarmaktır. Kişinin cildinin ihtiyacına göre hyaluronik asit, vitamin, mineral, aminoasitler, peptitler, saf kolajen, antioksidanlar, DMAE, organik silica gibi içerikler deriye enjekte edilir. Kişinin cildinin durumuna ve yapılan ürüne göre seans sayısı ve aralıkları değişkenlik gösterebilir.

Yüzümüzde oluşan kırışıklıklar hayatın ve yaş almanın bir gerçeği olsa da önüne geçilemeyecek bir durum değildir. Yüze mezoterapi veya diğer tedavi kombinasyonları uygulamasıyla kırışıklıklardan kurtulmak ve zamana meydan okuyabilirsiniz. Yaşınızın en iyisi görünmek için tedavilerimizden faydalanabilirsiniz.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Leke Mezoterapisi

Leke Mezoterapisi

Güneş maruziyeti, yaşlanma, genetik yatkınlık, deri tipi, bazı ilaçlar ve hamilelik gibi hormonal değişimler leke oluşumunda rol oynar. Herhangi bir nedenle ciltte oluşan lekeler kişide psikososyal ve kozmetik kaygılara neden olabilir. Bu nedenle leke tedavisi zorlu bir süreçtir ve leke tedavisi mutlaka Dermatolog tarafından yapılmalıdır. Leke tedavisinde genellikle kombine tedavi yöntemlerini kullanıyoruz.

Leke mezoterapisi, leke tedavisinde kullanılan bazı etken madde kokteylerinin lekenin olduğu bölgeye küçük ve ince iğneler yardımıyla enjekte edilmesidir.

En sık kullanılan etken maddeler; vitamin C, traneksamik asit, glutatyon gibi antioksidanlar, azelaik asit, kojic asit, arbutin, niasinamid ve hyaluronik asittir. Leke mezoterapisi 7-10 gün ara ile uygulanır ve kişiye bağlı olarak seans sayısı değişebilir. Leke mezoterapisi tek başına yapılabildiği gibi lazer, altıniğne, peeling ve medikal tedavi gibi diğer tedavilerle de kombine edilebilir.

Leke oluşumunda ve artışında güneşin rolü çok önemlidir. Bu nedenle güneşten doğru korunmak leke tedavilerinin en önemli ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak lekeye sebep olan tek etken güneş olmadığı için tek başına güneşten koruma yeterli olmaz. Hastanın deri tipi, deri yapısı, kullandığı ilaçlar, genetik özellikler, yapılan tedaviler, hormonlar,  kadın cinsiyet gibi birçok faktör lekede rol oynar. Bu faktörlerin her birini ele almak gerekir. Hasta belli aralıklarla da kontrol edilmelidir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Saç Mezoterapisi

Saç Mezoterapisi

Saç Mezoterapisi  saç için besleyici olan  vitamin, mineral, ilaç ve aminoasit karışımlarının saçlı deriye enjekte edilmesi yöntemidir. Saç mezoterapisi için yapılan karışımların uygulanmasıyla beraber saç kökleri beslenir, kalınlaşır, yeni saç çıkışı desteklenir ve saç dökülmesi azalır.

Hormonal, genetik, stres ve çeşitli dış etkenler nedeniyle dökülmüş olan saçlara uygulanabileceği gibi saç ekimi sonrasında da saç mezoterapisi yapılabilir.

Saç mezoterapisi çok ince iğneler yardımıyla saçlı deriye uygulanır 10-15 gün ara ile ortalama 6-8 seans uygulama önerilir. Saçların yoğunluğunu korumak için yıllık idame seanslarına da dikkat etmek gerekir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Ben Muayenesi ve Takibi

Ben Muayenesi ve Takibi

Ben Nedir?

Halk arasında ‘ben’ olarak bilinen melanositik nevüsler, melanosit adı verilen hücrelerden köken alan iyi huylu deri tümörleridir. Ben sayısı ve yeni ben çıkışı çoğunlukla genetik faktörlerle ilişkilidir ancak ultraviyole ışını da (güneş ve solaryum) ben sayısı artışına katkıda bulunduğu için güneşten korunma çok önemlidir.

Melanom Nedir?

Vücuttaki benlerin büyük çoğunluğu iyi huylu oluşumlardır. Ben sayısı fazla veya benlerin şekilleri düzensiz olan kişilerde ilerleyen dönemlerde melanom adı verilen cilt kanseri görülme riski olduğundan bu kişilerde takip çok önemlidir. Ailede deri kanseri hikayesi ve kişide güneş yanığı hikayesi varsa melanom gelişme riski bulunmaktadır. Melanom geç kalındığı zaman ölümcül olabilen bir deri kanseridir. Bu nedenle erken teşhis çok önem arzetmektedir.

Vücuttaki benlerinizde asimetri varsa,  ben sınırları düzensiz ise,  çok fazla renk içeriyorsa yada koyulaşıyorsa, çapı büyükse ve ben değişime uğruyorsa mutlaka Dermatolog kontrolü gerekir. Ben takibi ile riskli olan benler cerrahi olarak çıkarılır.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

Mantar Hastalıkları

Mantar Tedavisi

Mantar Nedir?

Mantar enfeksiyonu çok sık görülen deri hastalıklarından olup genellikle kıl, deri ve tırnak gibi keratinize dokulara yerleşir. Kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve pullanma şeklinde kendini gösterebilir.  En sık ayaklarda görüyoruz ancak vücudun hemen her bölgesinde görülebilir.

Özellikle yaz aylarında artar. Mantarın hastalık oluşturabilmesi için nem önemli bir faktördür. Çok sıcak ve nemli hava, obezite, şeker hastalığı, vücut temizliğine dikkat etmemek, aşırı terleme, derinin yıkandıktan sonra kurulanmaması, dar ve sentetik kıyafetler, ortak eşya kullanımı gibi durumlar mantar enfeksiyonlarına zemin hazırlamaktadır.

Mantar Bulaşıcı Mıdır?

Oldukça bulaşıcı olan mantar hastalıklarının yayılmasını önlemede kişisel ve genel hijyen kuralları büyük önem taşımaktadır. Mantar enfeksiyonu mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmediği durumlarda mantar üzerine başka enfeksiyonlar da eklenebilir.

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin